Yapılan araştırma ve incelemelere göre ABD’de ücretlerdeki artış enflasyonla değil, rakip şirketlerle ilgili olduğu netleşti.
‘Kitlesel tükenmişlik’, ‘devasa vazgeçiş’ ya da ‘büyük istifa’. Tüm bu söylemler, ABD işgücü piyasasındaki büyük değişimi anlatıyor.
Sadece 2021'in ikinci yarısında en az 20 milyon çalışan istifa etti. Şuan milyonlarca pozisyon açık kalırken maaşlarda ise artış kaydedildi. Ancak istifa edenler, daha iyi şartlarda işler ararken yaşça büyüklerin ise işgücü piyasasından kalıcı olarak ayrıldıkları biliniyor. Aynı zamanda bu eğilimin bu yıl süreceği düşünülüyor. Peki bu dalganın ardında yatan nedir? İşsiz bir hayat yaşanır mı? Yoksa bu sadece daha fazla yorgunluğa yol açacak geçici bir rüya mı?
Çeşitli nedenler
Bazı analizlere göre çalışanlar, hem adaletsiz çalışma koşullarından hem de kendilerine destek vermeyen yöneticilerden bıkmış durumda. Çalışmanın gerekliliği ile hayattan zevk alma arasında bir dengenin olmayışı dolayısıyla çok sayıda çalışan istifa ediyor. ABD, Avustralya ve Avrupa'daki online forumlarda yer alan iş karşıtı hareketlerde, kariyer hedeflerine ulaşırken bitkinlik kültürüne son vermek isteyen yüz binlerce insan bir araya geliyor. Çalışanlar, işverenin ihtiyaç ve gereklilikleri yerine kendi ihtiyaçlarını koymaya çağrılıyor.
Başka bir iş veya gelir kaynağı arama döneminin yorucu olduğu bilinirken psikologlar ise düşünmeden alınan istifa kararlarını tasvip etmeseler de nefret edilen bir işte kalmanın işsiz kalmaktan daha kötü olabileceğini düşünüyor. Zirâ işyerinde memnuniyetsizlik, stres, kaygı, uykusuzluk, özgüvende azalma, motivasyon eksikliği gibi sebepler, çalışanların ruh ve beden sağlığına tehlike teşkil ediyor. İş yerindeki mutsuzluk ev ortamına da yansırken yapılan işten tatminsizlik ise baş ağrısı, karın ağrısı ve kilo alma gibi sorunlara yol açabiliyor.
İtici sebepler
Yıllardır zaten mevcut olan bu nedenlere, başta Kovid-19 salgını, evden çalışma olgusunun ortaya çıkışı, küresel iş dünyasının dijital dönüşümündeki patlama, işgücü kıtlığı, emekliliklerde artış ve değişim talepleri gibi çeşitli durumlar da eşlik ediyor.
'The Great Resignation' (Büyük İstifa) terimini ilk kez kullanan Teksas A&M Üniversitesi Yönetim Bilimleri bölümünden Prof. Dr. Anthony Klotz, teknoloji gibi yüksek talep gören endüstrilerde yetenekli ve liyakat sahibi çalışan ihtiyacının arttığını da ekliyor.
İstifa eden çoğu ABD’linin yalnızca daha iyi iş aradığına değinen ABD Ulusal Halk Radyosu, çalışanlara daha yüksek maaşlar, daha iyi avantajlar, daha kapsamlı sigortalar ve evden çalışma gibi esneklik sağlayan birçok iş fırsatının olduğunu, bu fırsatların çalışanların kendileri için pazarlık etmesine sebep olduğunu belirtiyor.
Artan maaş ve ücretler
İşverenlerin istifa dalgasında boş pozisyonları doldurmakta zorlanmaları dolayısıyla patlak veren sıkıntılar ve mevcut çalışanlar üzerindeki yoğun baskılar, maaş ve ücretlerde artışa neden oldu. ADP Araştırma Enstitüsü’nün bildirdiğine göre iş sahibi olanların ücretleri yüzde 5,9, iş değiştirenlerinki ise yüzde 8 oranında artış gösterdi. Bu rekor rakamlar, şirketlerin bu yıl karşı karşıya kaldıkları rekabeti yansıtıyor.
Salgının ardından zaten bir ücret artışının kaydedildiğine değinen ADP baş ekonomisti Nela Richardson, ancak son değişikliklerin artık doğal ve daha uygulanabilir hale geldiğini, enflasyondaki artış değil de sınırlı işgücü piyasası kaynaklı olduğunu söylüyor. Dolayısıyla şirketler arasındaki rekabete değinen Richardson, büyük şirketlerin ücretleri hızla artırma, özel ikramiyeler ve daha esnek şartlar sunma imkanına sahip olduğunu ifade ediyor.
ADP, ücretlerdeki genel artıştan en fazla 500 ila 999 çalışanı olan şirketlerdeki çalışanların yararlandığına işaret ediyor. Profesyonel iş hizmetleri ve bilgi teknolojisi gibi alanlarda yeni işe alınanların ortalama yüzde 12'lik bir ücret artışıyla şanslı olduğunu vurgulayan ADP, salgın dolayısıyla eğlence ve konaklama sektörlerindeki ücretler durgunlaştığını belirtiyor. Yaşları 25’i geçmeyen Z kuşağına verilen ücretlerde yüzde 13,1, 26 ila 41 arasındaki Y kuşağına verilenlerde ise yüzde 9,2 oranında artış olduğunu da ekliyor.
Yetenek aranıyor
Bir pazar araştırma şirketi tarafından yapılan son araştırmalar, liyakatlı yöneticilerin kuruluşları için ortalama yöneticilerden yüzde 48 oranında daha fazla kâr sağladığını gösteriyor. Bu nedenle şirketler, liyakatlı yöneticileri kendilerine çekme yönünde çabalıyor. Detroit Free Press’in bildirdiğine göre otomobil devi General Motors şirketi, bu yıl dünyanın en iyi yazılım geliştiricilerini işe alarak yazılım alanındaki 400 pozisyonu doldurmak istiyor. Zirâ şirket, ürettikleri arabalar için yeni teknolojiler tasarlıyor.
Diğer yandan küçük şirketler ve restoranlar ise maaşlar haricinde çalışanlara daha iyi bir yaşam kalitesi ve daha iyi bir iletişim sunmada rekabet ediyor. Nitekim bazı çalışanlar başka yerde daha fazla para kazanacaklarını bilseler dahi üstleriyle aralarındaki sağlıklı iletişim sayesinde işlerinden ayrılmak istemiyor.
Dalga sürüyor
Pazarlama stratejileri araştırma şirketi PlanBeyond, büyük istifa dalgasının 2022’de, hatta gelecek yıllarda devam edeceğini vurguluyor. PlanBeyond’un 18 ila 64 yaş arasındaki bin çalışanı dahil ettiği ankette, bu kişilere önümüzdeki altı ay içerisinde işle ilgili planları, çalışma arkadaşları ve yöneticileri ile ilgili hisleri, alabilecekleri maaşlar ve kariyer fırsatları soruldu.
Söz konusu çalışmaya göre ankete katılanların yüzde 42’si önümüzdeki altı ay içinde istifa etmeyi düşünüyor. 44 yaş ve altındaki çalışanların işten ayrılmayı düşünme eğilimi daha fazla iken ankete katılanların yüzde 21'i ise takdir edilmenin işte kalmada güçlü bir neden olduğunu, işten ayrılmayı düşünmenin arkasındaki en önemli sebebin takdir edilmeme duygusu olduğunu söylüyor.
Söz konusu çalışma, kadın çalışanların denetçilerin ve yöneticilerin zayıflığından güçlü bir şekilde etkilendiğini, yöneticiye duyulan saygı veya güven eksikliğinin kadın çalışanların işten ayrılmayı düşünmelerinde oldukça etkili olduğunu bildiriyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analiz habere göre çalışanlar aynı zamanda özgür bir iş ortamı istiyor. Çalışanların işten ayrılmayı düşünmelerinin ardındaki ana faktörlerden biri de işte kendileri gibi olamadıklarını hissetmeleri. İşte kalanların ise kadim ilişkilerinden beslendikleri anlaşılıyor.
Ekonomik etki
Ancak son birkaç ayda işten ayrılanların önümüzdeki aylarda işsiz kalacağı kanıtlandığı taktirde işgücündeki büyüme azaltacak. Nitekim işgücü şuanda düşük doğum oranları, Kovid-19 salgınının yansımaları, Kovid-19 salgını öncesinde dahi düşük göç oranları ile karşı karşıya. Bu durum, ekonomide yaşam standartları ve piyasa performansı için kritik öneme sahip potansiyel büyümeyi sınırlayabilir.
İşgücü kıtlığı, bazı şirketlerde elde edilen karları frenleyebiliyor. Ancak bu yıl sonu öncesinde istihdamda iyileşme umut ediliyor.
Kaynak : Şarkul Avsat
Comments