top of page

Çin’in yükselişi ve ABD’nin gerginliği yatıştırma arzusu

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Çin’e yaptığı yüksek riskli ziyarete ilişkin bir sonuca varabilirsek, o da Washington ve Pekin’in dünyanın en büyük iki gücü arasındaki ilişkilerin daha fazla kötüleşmesine izin veremeyeceğidir.


çin
Fotoğraf: AFP

Blinken’in gelişinden hemen sonra her iki taraftaki diplomatların da kabul ettiği gibi ABD ile Çin arasındaki ilişkiler son aylarda o kadar düşük bir noktaya ulaştı ki, iki ülke arasındaki temel diplomatik ve askeri temaslar neredeyse durma noktasına geldi.


Blinken’in ilişkileri canlandırmaya yönelik önceki bir girişimi, geçen şubat ayında ABD askeri güçlerinin Amerika kıtası üzerinde uçan ve ABD füzeleri tarafından düşürülen Çin casus balonlarını tespit ettiklerini iddia ettiklerinde engellenmişti.


Dahası balonların düşürülmesi, ticaret düzenlemeleri konusunda devam eden anlaşmazlıklar ve Pekin’in Tayvan’a karşı artan düşmanlığı da dahil olmak üzere çeşitli konularda gerginliklerin arttığı bir ortamda gerçekleşti.


Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Ukrayna ihtilafında Rusya'yı desteklediğine dair kamuoyuna yaptığı açıklamalar, Şi'nin tercih ettiği sonuç Moskova ile Kiev arasında müzakere edilmiş bir anlaşma olsa bile, Pekin'in Batı'ya yönelik mutlak niyetine dair Amerikan şüphelerini engellemeye hizmet etmedi.


“Her iki taraf da ilişkilerin tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştığını kabul ediyor. Bu ise ABD ile Çin arasında doğrudan bir askeri çatışma olasılığını artırıyor. Gerginlikleri yatıştırmak ve ilişkileri geliştirecek mekanizmalar kurmak için adımlar atılması gerektiği konusunda her iki tarafta da artan bir farkındalık var.”


Gerginliği etkisiz hale getirme


Blinken’in bu hafta Pekin’e gelişi, iki tarafın arayı kapatması ve diplomatik uçurumu onarmaya yönelik ilk temkinli adımların atılması için önemli bir fırsat sağladı.


Blinken’in Pekin’e gelişi, eski ABD Başkanı Richard Nixon’ın 1972’de Mao Zedung ile görüşmek üzere Çin’e yaptığı ve iki ülke arasında onlarca yıllık mesafeyi sona erdiren ziyaretiyle karşılaştırıldığında bir hiç olsa da ABD Dışişleri Bakanı’nın ziyareti, gerginliği yatıştırma potansiyeline sahip.


Ziyaret, genellikle yalnızca diğer ülkelerin başkanlarıyla görüşen Başkan Şi ile bizzat görüşmesi nedeniyle önemli. Her iki taraf için gerginliği azaltmak o kadar önemli ki, Şi Blinken’in ziyaretinden yararlanarak, iki ülkenin ilişkileri geliştirmek için kullanabileceği ortak bir zemin bulma konusunda ABD’li yetkiliyle doğrudan görüştü.


Blinken, beş yıl sonra Çin’i ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı oldu. Koronavirüsle ilgili kısıtlamalar ve Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki iddialı duruşu nedeniyle, iki taraf etkileşime girmesi için sınırlı fırsatlara sahip.


Blinken’in iki günlük ziyareti sırasında, Çin Dışişleri Bakanı Chen Gang ile kapsamlı görüşmelerinin yanı sıra, Diaoyutai konukevinde diğer yetkililerle bir çalışma yemeği de programda yer aldı.


Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller’e göre Blinken’in Chen ile konuşmaları, ‘açık sözlü, anlamlı ve yapıcı’ idi. Ancak konuyla ilgili çok az ayrıntı verildi. Miller, yaptığı yazılı açıklamada, ‘Bakanın, yanlış anlama ve yanlış hesaplama riskini azaltmak için diplomasinin ve tüm konularda açık iletişim kanallarını sürdürmenin öneminin vurgulandığını” ifade etti.


Çin’in ilişkileri geliştirme arzusu, Chen’in Çin devlet medyasına yaptığı açıklamalara da yansıdı. Çin Dışişleri Bakanı, Çin- ABD ilişkilerinin ‘diplomatik ilişkilerin kurulmasından beri en düşük noktada’ olduğunu belirtirken, “Bu, iki halkın temel çıkarlarına uymadığı gibi uluslararası toplumun ortak beklentilerini de karşılamamaktadır” dedi.


Çin Dışişleri Bakanı Chen Gang, “Çin, istikrarlı, öngörülebilir ve yapıcı bir Çin- ABD ilişkisi kurmaya kararlıdır. ABD tarafının Çin hakkında nesnel ve rasyonel bir anlayış sürdürmesi, Çin- ABD ilişkilerinin siyasi temelini koruması ve beklenmedik olaylarla sakince, profesyonelce ve rasyonel bir şekilde ilgilenmesi umulmaktadır” dedi.


Chen’in tonu, Blinken ile yaptığı görüşmelerden sonra daha yumuşaktı. Bu da Pekin’e gelmeden önce Blinken ile yaptığı önceki telefon görüşmesinde kullandığı ve ‘Çin’in Tayvan’ı Çin anakarasıyla yeniden birleştirmek gibi temel çıkarlarından ödün vermeyeceğini’ vurguladığı sert üslupla çelişiyor. Chen Gang, Tayvan’ı ‘Çin’in temel çıkarlarının özü, Çin- ABD ilişkilerindeki en önemli sorun ve en önemli risk’ olarak nitelendirdi.


"Blinken'in Pekin'e gelişi, eski ABD Başkanı Richard Nixon'ın 1972'de Mao Zedong ile görüşmek üzere Çin'e yaptığı ve iki ülke arasındaki onlarca yıllık mesafeyi sona erdiren ziyaretiyle karşılaştırıldığında bir hiç olsa da ABD Dışişleri Bakanı'nın gezisi gerilimi yatıştırma potansiyeline sahip."


Blinken’in ziyaretinin en önemli özelliği, şüphesiz ki Şi ile görüşmesiydi. Bu görüşme, Çin liderinin Washington ile daha yapıcı bir ilişki arayışı isteğinin sinyallerini vermesi açısından büyük önem taşıyor.


Pekin’de Büyük Halk Salonu’ndaki toplantının ardından konuşan Şi, iki ülkenin ‘belirli bazı konularda’ anlaşmaya varmasının çok iyi olduğunu söyledi, ancak söz konusu konulara ilişkin ayrıntı vermedi. Bununla birlikte ziyaretin, iki ülkedeki askeri güçler arasında iletişimi yeniden sağlama konusunda anlaşmaya varılamadan sona ermesi, ABD heyetinde hayal kırıklığı yarattı. Zira bu anlaşma, Beyaz Saray için büyük bir hedefti.


Bu çerçevede Blinken, “Bu tür bir iletişimin olması çok önemlidir. Bu, üzerinde çalışmaya devam edeceğimiz bir konu” dedi. ABD’li Bakan, Şi ile ‘casus balonları, Tayvan, Ukrayna ve insan hakları meseleleriyle’ ilgili çatışmaların gölgelediği ilişkileri istikrara kavuşturmak için anlaşmaya vardığını belirtti.


Blinken’in çabaları Biden’dan övgü topladı. Öyle ki Biden, daha önce gazetecilere yaptığı bir açıklamada “Önümüzdeki aylarda Başkan Şi ile tekrar bir araya gelmeyi ve meşru farklılıklarımızı ve nasıl geçinebileceğimizi konuşmayı umuyorum” dedi. Biden, “Blinken, Pekin ziyareti sırasında harika bir iş çıkardı” diyerek, doğru yolda olduklarını dile getirdi.


Çin ve ABD arasında askeri temas


Washington, ‘Tayvan veya Güney Çin Denizi ile ilgili olarak iki ülke arasında askeri bir çatışmaya yol açabilecek aksiliklerden kaçınmak için’ ABD ve Çin orduları arasındaki doğrudan temasın hayati önem taşıdığına inanıyor.


Bu ayın başlarında bir Çin Donanma gemisi, ABD Donanmasına ait bir destroyerin 140 metre yakınından geçti ve neredeyse onunla çarpışıyordu. Bu, iki hafta içinde iki askeri güç arasında gerçekleşen ikinci yakın karşılaşmaydı.


ABD savunma yetkilileri, Blinken’in bu yılın başlarında Pekin’in hava balonu olduğunda ısrar ettiği Çin casus balonu nedeniyle Pekin’e yapacağı geziyi iptal etmesinden beri Çinli yetkililerin, telefon görüşmelerine cevap vermeyi reddettiğini söyledi.


Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, bu ayın başlarında Singapur’un ev sahipliğinde düzenlenen bir forumda ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüşmeyi de kabul etmedi. Bunun yerine Li, forumu ABD’yi ‘çifte standart’ ile suçlamak için kullandı.


Bununla birlikte CIA şefi William Burns’un mayıs ayındaki Çin ziyareti, Çin Ticaret Bakanı’nın ABD ziyareti, üst düzey Çinli yetkililerle Başkan Biden’ın güvenlik danışmanı Jake Sullivan arasında Viyana’da gerçekleşen bir toplantı da dahil, iki taraf arasında son zamanlarda bazı üst düzey temaslar gerçekleşti.


Eylül ayında Yeni Delhi’de yapılacak G20 Liderler Toplantısı ve Kasım ayında San Francisco'da düzenlenecek Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi de dahil olmak üzere, Biden ve Çinli mevkidaşı, bu yılın ilerleyen zamanlarında görüşmek için çeşitli fırsatlara sahip. Winston Churchill, ‘Tartışmaya girmek, silahlı çatışmaya girmekten çok daha iyidir’ derken haklıydı.


Haber : Şarkul Awsat

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Tuva, Tuvart, Tuva Art, Tuvart Haber

Haber

bottom of page