Son yıllarda tüketiciler tarafından dile getirilen ve yakınılan en önemli sorunlarda biri de, artık domateslerin eskisi gibi lezzetli olmadığıdır. Yüksek Ziraat Mühendisi Dr. M. Nevzat Alan, bu konuda uzman görüşünü belirtiyor.
TuvART Makale : Dr. M. Nevzat Alan
Buna bağlı olarak ta sanki gelişen teknik ve teknolojinin buna neden oluğudur. Yeni geliştirilen ıslah çalışmaları sonucunda domateslerin lezzetini kaybettiğidir.
Konu ile yakın ilgisi olmayan kişiler, özellikle son yıllarda kullanımı artan HİBRİT domates çeşitlerinin böyle olduğunu söylemektedirler.
HİBRİT kelimesi, iki farklı HAT veya ÇEŞİT ’in veya bireyin kendi aralarında melezlenmesini ifade eder. Yani doğada, milyonlarca yıldan beri olagelen bir durumdur bu. Doğada çeşitli böcekler veya rüzgâr aracılığı ile gerçekleşir bu durum. Doğadaki çeşitliliğin giderek zenginleşmesi ve türlerin kaybolmaması da bu nedenledir. Islah tekniği geliştikçe, ıslahçılar hangi özelliklerin hangi hat veya hangi çeşitlerde bulunduğunu ve hangi genlerle taşındığını tespit edebilmekte ve bu istenen üstün özelliklerin bir araya gelebilmesi için de bu farklı hat veya çeşitleri kendi aralarında melezlemektedirler. Farklı iki ebeveynin melezlenmesi sonucunda elde ettikleri yeni bireyler arasından da istenen üstün özellikleri taşıyan bireyleri seçmekte ve bunu yeni bir çeşit olarak tescil etmektedirler.
Bu işlem, HİBRİDİZASYON, aynı zamanda MELEZLEME ve yine aynı zamanda AZMANLIK olarak ta ifade edilebilir.
Son yıllarda domateslerin eskisi gibi lezzetli olmadığı ise bir gerçektir. Ancak bunun en önemli nedeni yetiştirme koşulları ve bakım ile ilgilidir. Yurdumuzda çok iyi yetiştiriciler bulunmakta ve aynı çeşitleri kullanarak çok nitelikli ürün alabilmekte, bu ürünü de çok iyi koşullarda yurt dışına ihraç edebilmektedir.
Domates bitkisinin genetik özellikleri hemen hemen tüm ayrıntıları ile artık bilinmekte, domates bitkisinin tüm vegetasyon süresi boyunca istediği çevre koşulları ve bitki besin elementleri saptanmış bulunmaktadır.
Yani bir domates bitkisinin hangi zamanlarda ne kadar sıcaklığa, ne kadar suya ve ne kadar ve hangi besin elementlerine ihtiyaç duyduğu artık bilinmektedir. Bu ihtiyaçlar yılın hangi mevsimi olursa olsun karşılandıktan sonra çok ve nitelikli ürün alabilmek olasıdır.
Domates meyvesinin iriliği, içinin dolu veya boş oluşu, sertliği, raf ömrü, rengi ve lezzeti uygun koşulların sağlanmasına bağlıdır.
Örneğin çiçeklenme zamanında sıcaklığın uygun seviyede olmaması, gerekenden daha düşük olması, döllenmenin eksik olmasına neden olur. Bu durumda da meyvelerin içinde az çekirdek oluşur ve meyve içinde boşluklar görülür.
Yine örneğin ana besin elementlerinden biri olan POTASYUM’ un eksikliği durumunda hem meyve rengi tam oluşmaz hem de meyvenin tat ve lezzetinde, aromasında azalma olur.
Domates üretiminde verim ve kaliteyi etkileyen iki önemli faktör şunlardır:
1. Çeşit’ in genetik yapısı
2. Uygulanan Agroteknikler
Bir çeşit, genetik olarak ne kadar üstün özelliklere sahip olursa olsun, bu özelliklerin ortaya çıkabilmesi için çevre koşulları ve üretici tarafından uygulanan Agroteknikler de önemlidir. Agroteknikler içinde en önemli olanları ise Gübreleme ve Sulamadır.
Gübreleme ve sulama hem meyve verimini hem de meyve kalitesini etkiler.
Gübreleme ve Sulamanın etkilediği kalite özellikleri şunlardır:
Meyve boyutu. (Meyve iriliği ve meyve çapı)
Meyve rengi.
Meyve sertliği ve Meyvenin raf ömrü.
Meyve içinde boşlukların oluşması.
Meyvede çatlamalar. (Kılcal çatlama, Dikey çatlama, Dairesel çatlama)
Meyvede Tad, Lezzet ve Aroma.
Domates bitkisinin içerdiği bitki besin elementlerinin bilinmesi, hangi besin elementlerine ihtiyaç duyduğunun da göstergesidir. Bu nedenledir ki, doğru zamanlarda, doğru oranlarda ve doğru miktarlarda gübrelemek mümkün olabilmektedir.
Domates bitkisinin içerdiği Makro Besin Maddeleri (%)
| Meyvede | Yeşil Aksamda |
Azot | 2.50 | 3.50 |
Fosfor | 0.40 | 0.48 |
Potasyum | 4.20 | 3.50 |
Kalsiyum | 0.20 | 2.60 |
Magnezyum | 0.18 | 0.80 |
Çizelgeden görüldüğü gibi, Domates bitkisinin yeşil aksamının içerdiği AZOT ve POTASYUM oranları biri birine yakındır. Ama Meyvenin içerdiği POTASYUM oranı, AZOT oranının yaklaşık iki katıdır. FOSFOR ise hem yeşil aksamda hem de meyvede aynı oranlarda ve çok düşüktür. Bu oranlar göz önüne alınarak uygulanacak gübreleme programları verim ve kalitede en iyi sonucun alınmasını sağlar.
GÜBRELEME PRENSİPLERİ
Domatesin gereksinim duyduğu bitki besin maddelerini, doğru zamanlarda, doğru miktarlarda ve doğru oranlarda vermek gerekir. Özellikle Azot ve Potasyum arasındaki dengenin doğru kurulması çok önemlidir. Eğer bu denge doğru kurulmazsa hem verimde ve hem de kalitede bozulmalar görülür.
Verilecek olan bitki besin elementlerinin birbirine olan oranları, verilecek olan miktarlardan daha önemlidir. Doğru oranlarda hazırlanmış olan gübrelerden çok veya az miktarda verilmesi, ancak verimi etkiler. Genellikle meyve kalitesinin bozulmasına neden olmaz. Oysa yanlış oranlarda hazırlanmış olan gübreler, az miktarda da verilse çok miktarda da verilse verim ve bilhassa kaliteyi olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle domatesin hangi dönemlerde, hangi oranlarda Azot ve Potasyuma ihtiyacı olduğu bilinmeli ve buna göre gübreleme yapılmalıdır. Bunun yanı sıra iyi bir toprak tahlili yapılarak, topraktaki alınabilir besin maddelerinin miktarları belirlenmeli ve yapılacak gübrelemelerde bu durum göz önüne alınmalıdır.
Aşırı Azot kullanımında;
Güçlü bitki, iri bitki oluşur.
Bitkinin gövdesi kalınlaşır.
Yapraklar irileşir.
Salkım uçlarında yaprakçıklar oluşur.
Meyve iriliği artar ve meyvelerde boşluklar görülür.
Meyvelerde yumuşama olur.
Meyvelerde Lekeli olgunluk (Blotchy Ripening) görülür.
Toplam ürün miktarında artış olmasına karşın, meyve kalitesinde düşme olur.
Sonuç olarak aşırı azot kullanımında; Genel olarak VERİM ARTAR, KALİTE AZALIR.
Aşırı Potasyum kullanımında;
Normal yapıda bitki oluşur ve bitkide sınırlı büyüme görülür.
Meyveler düzenli ve daha küçük oluşur.
Meyve sertliği artar ve raf ömrü uzar.
Daha iyi meyve rengi oluşur.
Daha iyi tad, lezzet ve aroma oluşur.
Toplam üründe azalma olmasına karşın meyve kalitesinde artış olur.
Sonuç olarak aşırı potasyum kullanımında; Genel olarak VERİM AZALIR, KALİTE ARTAR
SIRIK DOMATES ÇEŞİTLERİNDE GÜBRELEME PROGRAMI
1. TABAN GÜBRELEMESİ (Dikim öncesi)
50 Kg / Da Magnezyum Sülfat
100 Kg / Da 5:11:22 Oranında gübre (5 kısım AZOT : 11 kısım FOSFOR : 22 kısım
POTASYUM)(Potasyum Sülfat ve Diamonyum Fosfat Gübrelerinin karışımı ile
Kolayca elde edilebilir)
2. DİKİM -- İLK SALKIM ARASI
1 : 1 : 1 oranında gübre (N:P:K)
Günde Dekara 100-150 gram Azot Gelecek Şekilde hesaplanmalıdır. (Yani, saf
madde olarak 100-150 Gram Azot, 100-150 gram Fosfor ve 100-150 gram
Potasyum)
3. İLK SALKIM -- 4.cü SALKIM ARASI
1 : 0.5 : 2 oranında gübre (N:P:K)
Günde Dekara 200-300 gram Azot Gelecek Şekilde hesaplanmalıdır.(Yani saf madde
olarak 200-300 Gram Azot, 100-150 gram Fosfor ve 400-600 gram Potasyum)
4. 4.cü SALKIM -- TEPE KESME ARASI
1 : 0.5 : 2 oranında gübre (N:P:K)
Günde Dekara 400-600 gram Azot Gelecek Şekilde hesaplanmalıdır.(Yani saf madde
olarak 400-600 Gram Azot, 200-300 gram Fosfor ve 800-1200 gram Potasyum)
5. TEPE KESME -- İLK HASAT ARASI
1 : 0 : 2 oranında gübre (N:P:K)
Günde Dekara 300-400 gram Azot Gelecek Şekilde hesaplanmalıdır.(Yani saf madde
olarak 300-400 Gram Azot, 600-800 gram Potasyum)
6. HASAT SÜRESİNCE
1 : 0 : 2 oranında gübre (N:P:K)
Günde Dekara 200-300 gram Azot Gelecek Şekilde hesaplanmalıdır.(Yani saf madde
olarak 200-300 Gram Azot ve 400-600 gram Potasyum)
Azotlu gübrelerin kullanımında NİTRAT ve AMONYUM formunda olan azotun oranına da dikkat edilmelidir.
NİTRAT AZOTU / AMONYUM AZOTU ORANI 3 / 1 OLMALIDIR.
MİKROELEMENTLER, DİKİM SONRASINDA OLABİLDİĞİNCE ERKEN VERİLMELİDİR.
Demir hariç, Magnezyum, Çinko, Manganez gibi diğer iz elementlerin yapraktan verilmesi tercih edilmelidir.
Domates üretimi için, en uygun toprak pH’sı 6 – 6.5 arasındadır.
YER DOMATES ÇEŞİTLERİNDE GÜBRELEME PROGRAMI
1. TABAN GÜBRELEMESİ (Dikim öncesi)
30 Kg. / Da. Potasyum Sülfat
25 Kg. / Da. DAP (Diamonyum fosfat)
10 Kg. / Da. Amonyum Sülfat
2. ÜST GÜBRELEME (3-4 kısıma bölünerek verilmelidir)
40 Kg. / Da. Amonyum Nitrat
10 Kg. / Da. Potasyum Nitrat
SULAMA PRENSİPLERİ
Transpirasyonu (terlemeyi), yani bitkideki su kaybını etkileyen iklimsel faktörler şunlardır:
1. Güneş
2. Sıcaklık
3. Ortam nemi
4. Rüzgâr
Tüm bu koşullara bağlı olarak, Domatesin günlük su tüketimi; yetiştirme mevsimine, bitkinin yaşına, ortam sıcaklığına, toprak yapısına ve hava nemine bağlı olarak değişir.
Su; bitkilerin kök, gövde ve yaprakları tarafından alınır ve yapraklardan terleme (Transpirasyon) yolu ile verilir.
Bitkiye Azot verildikçe genel olarak su ihtiyacı da artar. Bu nedenle Azot miktarı arttıkça su miktarı da arttırılmalıdır.
Genel olarak her bir ton su ile 100-200 g. arasında Azot gelecek şekilde gübreleme yapılmalıdır.
Gelişme dönemindeki su eksikliği, verimi azaltır ve çiçek burnu çürüklüğüne neden olur, ayrıca yapraklarda ve meyvelerde genel bir küçülme görülür.
Toprağın EC değeri 2’nin altında olmalıdır.
Bilhassa sera yetiştiriciliğinde gübresiz sulamaların verim ve kaliteye olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle her sulamada mutlaka az da olsa doğru oranlarda gübre de verilmelidir. Sulama suyunun ve ilaçlamada kullanılacak suyun özellikleri; ilaçların etkileri ve gübrelerin bitki tarafından alınması üzerinde de etkilidir. Fazla su, bitkilerin gövdelerinde kalınlaşmaya ve yapraklarında genişlemeye neden olur. Böyle bitkilerde verim ve meyve kalitesi düştüğü gibi, hastalıklara dayanıklılık ta azalır. Hava neminin düşük olduğu durumlarda sulamanın arttırılması, hava neminin yüksek olduğu durumlarda ise sulamanın azaltılması daha olumlu sonuç verir. Tarlada suyun göllenmesini önlemek amacı ile drenaj sağlanmalıdır. Açıkta sırık domates üretiminde, hava neminin düşük olduğu zamanlarda ve havanın rüzgârlı olduğu zamanlarda, bitkideki su kaybı fazla olduğundan sulama sayıları ve her sulamada verilecek su miktarları arttırılmalıdır.
Ortam neminin yüksek olması, Aşırı gün ışığından ileri gelen yüksek radyasyon ve bazı ilaç etkili maddelerinin neden olduğu çatlamalar.
Comentários