top of page
Yazarın fotoğrafıTuvART Haber

Ösosyaliteden Soykırıma

TuvART yazarı Elif Sözer, bu makalesinde sosyal bir gruba dahil olan insanların, karar verme yetkisini vicdanı yerine dahil olduğu gruba bırakmasıyla ilgili bir deney ile günümüze ışık tutan irdelemelerde bulundu.


şiddet

TuvART Makale : Elif Sözer

Koşullara adaptasyon, hayatta kalma ve türün devamı; başka bir ifadeyle doğal seçilim için bir gerekliliktir. Doğal seçilimin dayandığı nokta ise aidiyet duygusuyla pekişen grup seçilimidir. Gruptaki iş birliğinden üyelerin hepsi fayda görecek ve birbirlerine sağkalım açısından yardımcı olacaklardır. Güvende hissetmek, daha üretken ve zorluklara karşı daha dirençli olmayı da sağlar.


Akrabalık ilişkisinden bağımsız olarak geliştirilen, insanlar arasında tutkal görevi gören bu tür bağlar kurmaya “ösosyalite” denilmektedir ve bu, toplumları - uygarlıkları inşa eden bir olgudur.


Bireysel seçimlerin ve rekabettin de olduğu bu olguda, iş birliği bireyin tek başına altından kalkamayacağı konularda güç kazandırır.


Ösosyal yapımızla gelen farklılıklar zenginliğimizdir.


Fakat bunun bir de karanlık yönü vardır. Her bir iç grup bir dış grubu da doğurmaktadır. Bu durum, beynin ayna nöronlarını puslu bir hale getirerek, kendimizden olana gösterdiğimiz empatiyi dış gruba ait bireye göstermemeye neden olur.


Bunun en korkunç boyutu ise insanlığın en karanlık yüzü olan şiddet ve soykırıma kadar uzanmaktadır.

İnsandışılaştırma veya nesneleştirme soykırımın ana bileşenleridir ve bu yüzden Naziler Yahudileri, Sırplar Müslümanları, Hutular Tutsileri insan olarak değil nesne olarak görmüşlerdir.


Peki bu insanlara ne olmuştur ki; bir anda korkunç bir vahşetle komşusunu katledecek hale gelmişlerdir?


Hepimizin bildiği yöntemin adı propaganda yani nöral manipülasyondur. Nöral manipülasyon yöntemi, insanın insandışılaştırma eğilimini kitlesel ölçekte bir vahşete dönüştürecek kadar etkin bir araçtır ve hiyerarşik düzende otorite tarafından uygulanır.



Beynin otoritenin nöral manipülasyona itaat etme eğilimi yukarıda bahsedilen aidiyet, güvende ve güçlü olma duygusundan, dolayısıyla evrimsel süreçte sağkalım çabasından kaynaklanmaktadır.


“Söz konusu başkasına zarar vermek olunca ben asla itaat etmem” demeden önce 1961 yılında Stanley Milgram’ın yaptığı deneyi bir konuşalım isterseniz.



Bu deney vicdanla çelişen durumlarda bile insanların otoriteye nasıl boyun eğdiğini çarpıcı bir şekilde kanıtlamaktadır. Kısaca deney şu şekildedir:


3 kişiden oluşan bu deneyde deney ekibi; gözlemci ve öğrenci, denek ise öğretmendir.


Denek olan öğretmen, ögrencinin deney ekibinden olduğunu bilmemektedir. Deney gözlemcisi, iki deneğe "öğrenmede cezanın etkisi" hakkında bir deneye katıldıklarının bilgisini verir ve öğrenciye öğretmen tarafından sorulan soruları yanlış bildiği takdirde kendisine elektrik şoku verileceğini söyler. Deneyden önce öğretmene 45 voltluk bir elektrik şoku uygulanarak, öğrenciye uygulayacağını sandığı şokun etkisine dair fikir edinmesi sağlanır. İş birlikçi öğrenci bir odaya alınır. Öğretmen, öğrenciye sözcük çiftlerinden oluşan listedeki soruları sormaya başlar ve her yanlış cevapta 15 voltluk elektroşok artışı olur. Denek olan öğretmen iş birlikçi öğrencinin canının acıdığına dair haykırışlarını duyduğunda deneyden vazgeçmek ister. Fakat iş birlikçi gözlemci devam etmesine dair deneği uyarır. Nihayetinde yüzde 65 oranında bir katılımcı söylenilene itaat ederek 450 volta kadar şoku diğer odadaki katılımcının acı dolu çığlıklarına rağmen uygular.


Bu deney şu gerçekleri ortaya çıkarmaktadır:


Eğer birey karar alma konusunda kabiliyetli değilse, karar vermeyi gruba veya hiyerarşik düzene bırakacaktır.

Birey, otoritenin emirlerini yerine getirirken yaptığı davranıştan kendini sorumlu hissetmeyecektir.


Söz konusu itaat olduğunda bir gruba dahil olma duygusu empati duygusunu köreltmektedir. Dolayısıyla karşı tarafı nesneleştirmektedir. Evrimsel sağkalım için bir gruba dahil olmak gerekiyorsa, otoritenin emirlerine karşı direnç göstermek türün devamlılığını tehlikeye sokacaktır.


Var olmanın bir gruba, sosyal sınıfa, ırka, dine mensup olmaktan öte, vicdanlı ve ahlaklı olmaktan geçtiğini fark edebilmemiz dileğiyle…

50 görüntüleme0 yorum

Comentarios


Tuva, Tuvart, Tuva Art, Tuvart Haber

Haber

bottom of page