top of page

Xanthos ve Letoon

Anadolu'nun batısında, Likya bölgesinin iki önemli antik kenti, Xanthos ve Letoon içerdikleri arkeolojik değerler açısından dünya mirasının önemli parçaları olarak görülmektedir.


Xanthos, Letoon, tuva, tua


Aralarında yaklaşık 4 kilometrelik bir mesafe bulunan bu iki kent, antik çağda Likya’nın idari ve dinî merkezi olarak bilinmektedirler. Yakınındaki yerleşimin adıyla, Kınık olarak da anılan Xanthos (Arnna), Fethiye-Kaş yolu üzerinde, Fethiye’ye 46 km. uzaklıkta, Kınık köyünün yakınındaki Eşen çayının ayırdığı Muğla-Antalya il sınırındadır. Kent, Likya bölgesinin (Teke Yarımadası) idarî ve dinî merkeziydi.


Tarihi İ.Ö. 8. yüzyıla kadar geri giden Xanthos, İ.Ö. 545 yılındaki Pers istilasına kadar bağımsız bir şehir devletiydi. Kent İ.Ö. 475-450 yılları arasında büyük bir yangın geçirmiş, eserleri de bu olay sırasında önemli ölçüde zarar görmüştür. İ.Ö. 429-410’daki Peloponez Savaşı’nda, bağımsızlıklarını koruyabilmek için önceleri iyi ilişkiler içinde bulundukları Atinalılarla savaşmışlar ve bu tarihten sonra Atina ile ilişkileri sona ermiştir.


İ.Ö. 333 yılında Büyük İskender’in bölgeye gelmesinden sonra büyük ölçüde Helenleşmişlerdi. Bu dönemi, İ.Ö. 309’daki Ptolemaiosların egemenliği izlemiştir. Sonraları, İ.Ö. 197’de Suriye Kralı III. Antiochus’un eline geçen kent parlak bir dönem yaşamıştır. İ.Ö. 2. yüzyılda Xanthos, Likya Birliği’nin başkentidir. İ.Ö. 167’de bağımsızlığına kavuşan Xanthos, İ.Ö. 42 yılında Romalılar tarafından işgal edilmiş, kentin batısındaki Likya Akropolisi yıkılmış, kent halkı kılıçtan geçirilmiştir. Bu olaydan bir yıl sonra, Roma İmparatoru Markus Aurelius kenti yeni baştan imar etmiştir. Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan Xanthos, yöreye Arap akınlarının başlamasıyla I.S. 7. yüzyılda terk edilmiştir. Likya’nın diğer birçok kenti gibi, Xanthos’un da refah düzeyinin çok yüksek olduğuna eserleri tanıklık etmektedir.


Kentin kalıntıları ilk olarak 1838 yılında Charles Fellows tarafından incelenmiştir. Fellows çalışmaları sırasında elde ettiği tüm kabartmaları ve mimarî buluntuların önemli bölümünü Londra’ya götürmüştür. Bu eserlerin tümü günümüzde Londra’daki British Museum’un Likya Eserleri Seksiyonunda sergilenmektedir. 1950’den başlayarak, başta Pierre Demargne, Pierre Devambez ve Henri Metzger olmak üzere Fransız arkeologlar tarafından kazılar yapılmıştır.


Likya'nın Kutsal Merkezi: Letoon


Kaş-Fethiye karayolunda, Kınık yakınından ayrılan 4 km. lik yolla, Eşme çayının batısındaki Letoon harabelerine ulaşılır. Bugün Bozoluk diye de anılan Kent, Tanrı Apollon ve Tanrıça Artemis’in annesi Leto adına kurulmuştur ve Likya’nın kutsal merkezi olarak kabul edilir. Kentin tarihinin İ.Ö. 8. yüzyıllara kadar geri gittiği, 1962 yılında Henri Metzger başkanlığında yapılan ve Christian Le Roy tarafından sürdürülen kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Letoon da, Xanthos gibi, İ.S. 7. yüzyılda terk edilmiştir.


Letoon’un en önemli kalıntıları, yerleşim merkezindeki kutsal alanda bulunan teras üzerindeki üç tapınaktır. Kentin batısındaki Leto Tapınağı, İ.Ö. 5. yüzyılın sonlarına doğru Kral Arbinas tarafından inşa ettirilmiştir. Bu tapınağın yerine, İ.Ö. 150’lerde İon düzeninde Leto'ya adanan yeni bir tapınak yapılmıştır. İyi durumda bulunan bu tapınağın yakınında, ortadaki Artemis Tapınağı İon düzenindedir ve İ.Ö. 4. yüzyıla aittir. Doğudaki harap durumda bulunan Apollon Tapınağı, Helenistik dönemde Dor düzeninde yapılmış ve Bizanslılar zamanında büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Kutsal bölümünde (cella) yer alan mozaikte, Apollon’un liri ile Artemis’in ok ve sadağı betimlenmiştir. Tapınağın yakınında bulunan ve Grekçe, Aramice ve Likya dilinde yazılmış bir kararnameyi içeren 358 tarihli yazıt günümüzde Fethiye Müzesinde bulunmaktadır. Tapınakların konumlandığı terasın güneydoğusunda, yarım yuvarlak biçimli olan ve 27 m. çapında havuzu olan Nymphaion (çeşme yapısı) yer almaktadır. Kitabesine göre yapı, Roma İmparatoru Hadrianus zamanında (İ.S. 117-138) inşa edilmiştir. Güneydoğuda ise, İ.S. 4. yüzyıla ait küçük bir Manastır ve bir Kilise kalıntısı görülmektedir. 4. yüzyıla tarihlenen kilisenin mozaikleri dikkat çekicidir. Tapınakların yaklaşık 100 m. uzağındaki tepenin eteğinde, henüz kazısı yapılmamış bulunan Tiyatro yer almaktadır. Yapının Roma dönemine ait olduğu öne sürülmektedir.


Xanthos ve Letoon, tuva, tua, tuvart haber
Xanthos ve Letoon


Xanthos'taki Kalıntılar


Kentin ilk kapısı Helenistik Döneme aittir. Bu kapı, batı kesimdeki Akropolise açılmaktaydı. Güneydeki ana kapı ise Roma İmparatoru Vespasianus (İ.S. 69-79) tarafından yaptırılmıştır; saçaklığında kentin ana tanrı ve tanrıçalarından Apollon, Artemis ve Leto’nun kabartmalarıyla süslü metoplar bulunmaktaydı; bunlardan ikisi British Museum’dadır. Anıtsal bir “heroon” (anıt yapı) olan ve günümüze yalnız bir bölümü ulaşabilmiş ünlü Nereidler Anıtı, ana kapının kuzeydoğusunda yer almaktadır. Pers sanatının etkisinin görüldüğü İ.Ö. 4. yüzyılda yapılmış anıt, kalkerden yüksek çift kaidenin üzerindeki İon tapınaklarını anımsatacak mermerden bir mezar yapısı ile taçlanır. İon düzenindeki sütunlar arasında 12 Nereid heykeli vardır. Hükümdarın zaferlerini, avlarının kutlanmasını, kurban ve yemek sahneleri gibi konuları içeren kabartmaları ile birlikte üst bölümü British Museum’da bulunan anıtın yalnız temelleri yerinde durmaktadır. Anıtın kuzeyinde ve doğusunda, Bizans döneminde değişikliğe uğramış iki Bazilika dikkati çeker. Doğuda, av ve savaş sahnelerinin yanı sıra, dansözlerin betimlendiği kabartmalarla süslü İ.Ö. 4. yüzyıl ortalarına ait bir Lâhit vardır.


Güneyde, kentin Helenistik döneme ait surlarının kalıntıları görülür. Kuzeybatıda, Akropolisin dışında doğuda, İ.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen çokgen sur kalıntısı bulunur. Batıda da, surların bir bölümü algılanabilmektedir. Kuzeybatıdaki çokgen surun kuzeyinde, 4,35 m. yüksekliğe kadar olan bölümü ayakta bulunan Likya Mezar Anıtı yer alır. Özgününde Akropoliste konumlandığı anlaşılan Mezar yapısının, Tiyatro inşa edilirken bugünkü yerine taşındığı belirtilir. Akropolisin dışında, kuzeyde yer alan Tiyatro, Romalılar zamanında İ.S. 2. yüzyılda yapılmıştır. İki yandaki tonozlu girişlerinin yanı sıra, yarım yuvarlak orkestrası, oturma basamakları (cavea) ve sahne binası (skene) ile iyi durumdadır. Hemen batısında, İ.S. 1. yüzyıla, Romalılar zamanına ait Kule Mezar kalıntısı görülür. Kuzeyinde ise, İ.Ö. 4. yüzyıla, tarihlenen Likya Mezar Anıtı bulunur. Diğer mezar anıtlarından farklı olarak, 8,59 m. yüksekliğindeki eserin 3,37 m. yüksekliğindeki kaidesi büyük blok taşlarla örülmüş, üzerine 3,56 m. yüksekliğindeki sivri kemerli lâhit yerleştirilmiştir. Kaidenin içindeki İ.Ö. 540-530’lara tarihlenen Güreşenler kabartması İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu anıtın hemen kuzeyindeki Harpiler Anıtı 8,87 m., yekpare kaidesi 5,43 m. yüksekliğindedir. Nereidler Anıtı gibi, Pers sanatının etkilerini yansıtan anıtın mezar odası olan gövdesi, çocuklarının ve ailesinin diğer üyelerinin kurbanlarını kabul eden hükümdar ve eşini betimleyen mermer kabartmalarla süslüydü. British Museum’a götürülen özgün parçaların yerine 1957 yılında alçı mulajları yapılmıştır. Ayrıca, ölülerin ruhlarını simgeleyen kadın figürlerini taşıyan sirenler de tasvir edilmiştir. Kabartmaların üslubuna göre, Mezar Anıtı İ.Ö. 480-470’lere yerleştirilmektedir. Kuzeyindeki kare plânlı Agora, Romalılar zamanında, İ.S. 2.-3. yüzyıllarda yapılmış olmalıdır. Sütunlu dört holü ile kapıları görülebilmektedir. Doğudaki ana girişin yanında Bouleterion (meclis binası) bulunur. Agora’nın kuzeydoğusundaki yaklaşık 11 m. yüksekliğindeki Yazıtlı Stel, iki basamaklı krepis (mezar odası) üzerinde yükselen dört tarafı yazıtlı kaide, dışa taşkın düz çatı ve aslanlı kaide üzerinde oturan hükümdar heykelinden oluşmaktaydı. Üstteki heykel dışında, diğer kısımları büyük ölçüde korunabilmiştir. Kaidenin üzerinde yer alan mezar odasındaki hükümdarın zaferlerini betimleyen kabartmaların bir bölümü British Museum’da, geri kalanları ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde bulunmaktadır.


Kentin kuzeydoğusunda, surların yakınındaki Aslanlı Mezarın kaidesi yerde durmakta, İ.Ö. 550-540’lara tarihlenen kabartmalarıyla mezar odası British Museum’da yer almaktadır. Bu eser, Xanthos’taki bilinen en erken tarihli mezar yapısıdır. Aslında Aslanlı Mezarın kuzeybatısında, Roma Akropolisinde kaidesi görülen ve İ.Ö. 4. yüzyıla yerleştirilen Payava Mezar Anıtı da British Museum’da bulunmaktadır. Yine Roma Akropolis’inde konumlanmış Kule Mezar İ.Ö. 4. yüzyıla aittir. Kuzeyde Nekropolis’teki kayaya oyulmuş mezarların ve lâhitlerin farklı dönemlere ait olduğu belirtilmektedir. Bunlardan, boğaya saldıran aslanların betimlendiği Lâhit, İ.Ö. 5. yüzyıl ortalarına tarihlenmektedir. Surlarla kuşatılmış Akropolisin içinde, kuzeydoğuda ise Bizans Kilisesi yer alır. Batı kesiminde, yalnız kaidesi günümüze gelebilmiş Artemis Tapınağı, doğusunda Bizans Sarnıcı ile bir Ev kalıntısı görülür. Kentin güneydoğu köşesinde de, doğrudan sert toprağa oturan ve birkaç odadan oluşmuş evler dikkati çeker.


9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Tuva, Tuvart, Tuva Art, Tuvart Haber

Haber

bottom of page