top of page

12 Eylül Amacına Ulaştı mı?

İlhan Selçuk'un 12 Eylül Amacına Ulaştı mı adlı makalesinde Türkiye yakın tarihi hakkında 1986 yılından bugünlere ışık tuttuğu Cumhuriyet gazetesindeki köşesindeki makalesi.


asker


Reisi Cumhur Sebahattin Öztürkoğlu Arşivinden



Yarına Mektuplar - Yedinci Makale

Cumhuriyet Gazetesi


HABER ADI : 12 Eylül Amacına Ulaştı mı?

MAKALE YAZARI: İlhan Selçuk

TARİH : 14 Mayıs 1986


Kimisi yazımızın başlığındaki soruya kesin bir yanıt verecektir.


- 12 Eylül amacına ulaştı. Çünkü sokaklarda insanlar öldürülüyordu. Şimdi herkes ortalıkta kollarını sallaya sallaya dolaşıyor. Kapısının önünde vurulmaktan kimse korkmuyor.


Ancak bu doyurucu bir yanıt mıdır? Eksik bir yanı yok mudur? 12 Eylül'den sonra değişen o kadar çok şey var ki, insan düşünüyor.


- 12 Eylül'ün amacı neydi?

Yanıt:

- Terör ve anarşiyi durdurmaktı. - Hayır.

- Peki, neydi?

- Grev ve toplusözleşme haklarını ortadan kaldırmaktı. Atatürk'ün vasiyetini bozmaktı. 1961 Anayasası'ndaki özgürlükleri kısıtlamaktı. Üniversiteyi 1402'yle dağıtıp YÖK'ü kurmaktı. 24 Ocak ekonomisini otoriter rejimde uygulamaktı. Yunanistan'a NATo'da ve Ege'deki eski konumunu kazandırmaktı. Ekonomiyi büyük holdinglere bağlamaktı. Türkiye'de vesayet demokrasisi kurmaktı. Siyasal partileri kapatmaktı. Cumhuriyet Halk Partisini, Halkevlerini, Türk Dil ve Tarih Kurumlarını tasfiye etmekti...


- Dur dur, yavaş ol...

- Niçin yavaş olayım, yapılanları söylüyorum, hem daha bitmedi...

- Ama 12 Eylül'ün hakkını yemiyor musun? Terör ve anarşi...


- Terör ve anarşiyi durdurmak için Atatürk'ün vasiyetini bozmak mı gerekiyordu?

- Onu demek istemedim.


- Demek ki işin içinde iş var. Kimi güçler ve kişiler, amaçlarına ulaşmak için önce terör ve anarşiyi, sonra 12 Eylül'ü kullandılar.

- Peki, amaçlarına ulaştılar mı?


- Hem ulaştılar, hem ulaşamadılar.

- Nasıl?


- 12 Eylül 1980'de müdahale eden gücün planlaması, 12 Mart'ta yarım kalan işi bitirmek, 1990'a değin sürecek bir programı uygulamaktı. Dışa bağımlı kapitalizmin istediği değişiklikler yapıldı, anayasa değiştirildi, yeni kanunlar çıkarıldı, vesayet demokrasisinin hukuksal çatısı kuruldu, 1983'te yapılan güdümlü seçimle 1988'in sonuna dek vesayet rejimi güvenceye bağlandı. Amerika'nın desteklediği ANAP iktidara oturdu. Solun beline vuruldu. Bu bakımdan 12 Eylül amacına ulaşmadı denemez.

- Ya ne denir?


- 12 Eylül'ün planlamasında aksayan, programında tutmayan yanları da var, denebilir.

- Nelerdir onlar?


- Vesayet demokrasisinin temel felsefesini topluma benimsetmekte 12 Eylül hareketi pek başarılı görünmüyor. Türkiye'nin Avrupa Konseyi kapsamında bulunması, programı bozuyor. Hem İslam Konferansında hem NATO'da yer alan bir ülkede Latin Amerikanın "başkan baba"lı militer siyasal rejimini oturtmak güçleşiyor. Vesayet demokrasisini yerleştirmek için göze alınan zorlamalar, halk katlarında tepkiye dönüşebilirse rüzgâr eken fırtına biçebilir. Sonra ekonomik programın sonu işaretleri daha da büyüyebilir...

- Ekonomi rayına oturmadı mı?


- Türkiye'nin büyük holdingleri yaman bir atılım yaptılar ama büyük bir fırsatı da kaçırdılar. Tarih bir daha böyle bir fırsat verir mi?

- Nasıl bir fırsat?


- 12 Eylül, dışa bağımlı büyük sermayenin koşutunda sınır tanımaz bir yetkiyle iktidara geçti. Ancak sağlıklı ve güvenli bir altyapı yaratacağına (ki buna yeniden yapılanma diyorlar) kaypak bir zemin oluşturdu. Türkiye'nin dış ödeme dengesi üretim atılımına değil, Amerikan dolarının değerlenmesine, Türk Lirasının düşürülmesine bağlandı. Gerçi dışarıdan büyük destek sağlandı ama uzun vadeli borçları kısa vadeli borçlanmayla ödeyen Türkiye'nin dengeleri düzelemedi. Enflasyon yüzde 35'in altına indirilemedi. Yeni bir iktidar, devleti holdinglerin arkasından çektiği zaman ne olacak sorusu boşluktadır.

- Öyle bir iktidar düşlemdir...


- Bu işin böylece sürmesi de düşlem değil mi? Türk Lirasının değerini daha nereye kadar düşüreceksin? Halk daha nereye kadar bu vesayet rejimini sineye çekecek? 1988'e ulaşamadan, parlamentonun darmadağınık olması, 12 Eylül programının vaktinden önce çöktüğünü göstermiyor mu? İstikrarlı bir rejimde partiler, böylesine alt üst olurlar mı? Meclisle halk arasındaki bağ kopuk. Güdümlü seçimin oluşturduğu yapı, öngörülen sürenin yarısında çöktü...

- Petrol fiyatlarının düşmesi, Batı kapitalizminin toparlanması, Türkiye'ye olumlu etkiler yapacak...


- İnşallah...

11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Tuva, Tuvart, Tuva Art, Tuvart Haber

Haber

bottom of page